Kıbrıs’ta güvenli gayrimenkul yatırımının yeni adresi: Türk tapulu projeler
Kıbrıs, son yıllarda gayrimenkul yatırımcıları için cazip bir destinasyon haline gelirken, tapu türü konusundaki belirsizlikler yatırım kararlarını doğrudan etkiliyor.
Fenercioğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aycan Fenercioğlu, yatırımcıların risklerden korunması ve güvenli yatırımlar yapabilmesi için özellikle Türk tapulu projelere dikkat çekiyor. Türk tapulu mülklerin uzun vadeli güvence sunduğunu belirten Fenercioğlu, tahsis tapulu projelerde ise yatırımcıların ciddi hukuki risklerle karşılaşabileceği uyarısında bulunuyor.
Kıbrıs’taki tahsis tapulu projelerde karşılaşılan en büyük sorunların başında, bu tapuların 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası dağıtılmış olması geliyor. Fenercioğlu, bu duruma ilişkin, “Tahsis tapulu projeler, mülkiyet sorunlarıyla doğrudan bağlantılıdır. Mülk sahipleri, uluslararası arenada geçerli olmayan tapular nedeniyle hukuki süreçlerle karşı karşıya kalabilir,” diye belirtti. Tahsis tapularının 1974 öncesi mülk sahiplerinin hak iddialarıyla dava konusu olabileceğini ve AİHM’e kadar uzanan yasal süreçlerin geçmişte yaşandığını hatırlattı.
Türk tapulu projeler yatırımcı için güvence sunuyor
Aycan Fenercioğlu, Türk tapulu projelerin yatırımcılar için sunduğu avantajları da vurguladı. Coastal Heaven gibi Türk tapulu projelerin uluslararası arenada kabul gördüğünü ifade eden Fenercioğlu, “Türk tapusu, Kıbrıs’taki en güvenilir tapu türüdür ve yatırımcılar için mülkiyet hakları konusunda güvence sağlar,” dedi. Ayrıca, bu tür projelerde mülklerin satışında veya devrinde hukuki bir belirsizlik yaşanmadığını belirtti.
Yatırımcılara düşen görev: Doğru hukuki inceleme
Tahsis tapulu mülklere yatırım yapmayı düşünen yatırımcılara da önemli uyarılarda bulunan Fenercioğlu, “Yatırımcılar, tapunun türünü ve hukuki statüsünü mutlaka incelemelidir. Mülk alımı sırasında profesyonel hukuki danışmanlık almak ve riskleri minimize edecek şekilde hareket etmek, ileride doğacak sorunları önlemenin en iyi yoludur” diye konuştu. Ayrıca, sigorta gibi önlemlerle olası tazminat taleplerine karşı korunmanın da önemine dikkat çekti.